4 Aralık 2016 Pazar

Yanlışlarımız; çocuklarımız.

Eğitim sektöründe 18. yılım ve ilk kez öğrenci değil de öğretmen konumundayım. Buradan çok şey farklı görünüyor. Yaşımın da avantajıyla öğrencilerin psikolojik durumlarını öngörmeye çalışıyorum ve tüm öğrencilerim az ya da çok ergenliğin etkisi altındalar. 20-21 yaşına gelmiş hala üniversite kazandırılmaya çalışılan öğrenciler var. Daha da kötüsü 20-21 yaşına gelmiş hala kıtaları bile bilmeyen öğrenciler var. Okumanın, öğrenmenin yaşı yoktur elbette ama bu öğrencilerden tıp, hukuk gibi gerçekten başarı, çalışma isteyen bölümler kazanılması bekleniyor.

Çocuklarımızı yanlış yetiştiriyoruz. Üniversite kazanma yaşına kadar el bebek gül bebek büyütülen, yediği önünde yemediği arkasında olan, tabiri caizse maması-suyu ağzına tutulan, her istediği yapılan ve hiçbir sorumluluk kazandırılmayan çocuklardan üniversite sınavında üstün başarı bekleniyor. Çocuk ise bugüne dek her şeyi önünde hazır bulduğu için çalışmanın, çabalamanın, kendi başına bir şeyler başarabilmenin verdiği hazdan, kattığı değerden bihaber durumda derslerin yükü altında eziliyor. Hatta çocuk, bir şeylerin nasıl yapıldığının, nasıl başarıldığının bile farkında değil.


Çocuklarımızı cahil yetiştiriyoruz. Daha ilkokulda öğrenmesi gereken bilgileri YGS-LYS döneminde öğrenmeye çalışan çocuklar var ve bu çocuklardan sınavda üstün başarı bekleniyor. “Tıp/Hukuk bizim için hayal değil mi hocam?” gibi sorular geliyor velilerden ve sen diyemiyorsun ki “Hanımefendi sizin çocuğunuzdan bir halt olmaz, boşuna buraya para ödemeyin, herkes de okumak zorunda değil bırakın istediği, yapabildiği işi yapsın, vatana, millete öyle de hayrı dokunur.” Ama o çocuk illa tıp/hukuk kazanacak. Çünkü akraba/eş dost/konu komşu “Şunun çocuğu kazanamadı bak üniversiteyi şimdi sürünüyor.” dememeli. Toplumsal olarak mükemmellikle kafayı bozmuşuz ve bu yüzden mükemmel olamıyoruz. Mükemmel olabilmeyi yanlış tanımlamışlar zihnimizde; mükemmel olmak özendiğimiz dizilerde gösterildiği gibi zengin olmak, refah yaşam sürmek, en lüks evlerde oturup en lüks araç gereçleri kullanmak değil halbuki. Mükemmel olmak diye bir şey yok zaten ama eğer hedef buysa önce kişilikten, tutarlılıktan, özgüvenden, özeleştiriden, özdisiplinden başlamalıyız açgözlülükten, yalakalıktan, ikiyüzlülükten, ayrımcılıktan, bencillikten, benmerkezcilikten, paradan, puldan değil.